Adını ilk defa bir dost
meclisinde duymuştum. Enerjimi yükseltmem için bu kitabı okuyarak bahsedilen
asanaları yapmamı tavsiye eden çok sevdiğim ve saydığım bir büyüğümdü. Kendisi de
düzenli olarak uyguluyordu. Ama bana hareketler ve sonuçları hakkında bundan
daha fazla bir açıklama yapmadı. “Bu hareketleri yapmaya başla, vücudundaki
enerji dengelenecek.”
Kitabı hemen edindim. İki
ciltten oluşan kitabın ilk cildi incecikti. Elime aldığım gibi bitirmiştim. Yazanlar
benim için akıl sınırlarını zorlayan şeylerdi. Emekli bir İngiliz Subayı bizzat
Tibet’e giderek bu kadim bilgiyi öğrenmiş ve büyük sırrı batıya tanıtmıştır. Bu
esnada kendi de hareketleri yaptığı için Tibet dönüşü arkadaşlarının
tanıyamadığı derecede gençleşmiş, sırrı paylaştıktan sonra da ortadan yok
olmuştu. Hareketlerin kökenine ilişkin açıklamaları bir spekülasyon olarak
kabul ettim. Benim için önemli olan tavsiyeyi aldığım kişiye olan güvenimdi. Bu
nedenle aklıma yatmayan şeyleri zihnimin bir kenarına koydum ve hareketleri
yapmaya başladım. Aynı sebepten dolayı yazı boyunca “Tibetan rites” ‘Tibet
ayinleri’ şeklinde zikredilen hareketler için “asana”, “egzersiz” ve “hareket”
gibi daha nötr kelimeler kullanmayı tercih ettim.
Tibet’in Gençlik Pınarı egzersizleri
beş asanadan oluşuyor. Aslında altıncı bir asana daha var. Ama bu asanayı
yapmaya karar vermeden önce hayatınızda cinsellikten feragat etmeniz gerekiyormuş.
Eğer bu karar doğrultusunda altıncı asana da uygulanırsa hareketlerin etkisi
daha artıyormuş. Ritüele başlamanın en önemli şartı hareketleri düzenli yapma
konusunda tutarlı olmanız. Haftada en fazla bir kaytarma kabul edilebiliyor. Daha
fazla yapıldığı takdirde beklenen etkinin sağlanamadığı ifade ediliyor. İster sabah
ister akşam uygulanabiliyor. Genellikle öğle saatlerinde yapılmasındansa sabah o
da mümkün değilse akşam yapılması tavsiye ediliyor. Beş hareketi günde üçer kez
yaparak başlıyorsunuz. İlk hafta hareketlerin yapılması iki-üç dakika sürüyor. Bir
hafta boyunca bu şekilde devam ettikten sonra ikinci hafta tekrar sayısını 5’e
çıkarıyorsunuz. Sonraki hafta 7, 9, 11 diye ikişer artarak gidiyor ve onuncu
hafta 21 tekrar yaparak tekrar sayısını sabitliyor ve bu şekilde devam
ediyorsunuz. Her bir hareketin 21’er kere yapılması günde yaklaşık olarak 15
dakika alıyor.
Hareketlere başladığım bir Nisan ayıydı. İlk birkaç hafta azimle hareketleri yapmaya devam ettim. Ama samimiyetle itiraf edeyim, bariz bir fayda beklemeden yaptım. Tavsiye eden kişinin andığı genel faydanın dışında internet üzerinden araştırma yapmadım. Beklentiye girmedim. Zaten hareketlerin hepsi bana kendimi çok iyi hissettiriyor, vücudumu esnetiyordu. İlk belirgin etkiyi anksiyetemi kontrol altına alabildiğimde fark ettim. Sevdikleri için sürekli bir endişe taşıma halinde olan ben, artık aklıma kötü şeyleri getirmiyordum. Ancak bunu hareketlere bağlamam birkaç gözlemden sonra olacaktı. İkinci doğrudan etki migren ataklarımın aniden sona ermesiydi. Yıllardan beri ayda beni en az iki kere ziyaret eden migren nöbetlerin üç-dört gün sürüp o günleri zehrettiği zamanları hatırlıyorum. Tibet’in gençlik pınarı hareketlerini düzenli yaptığım bir buçuk yıl içinde sadece bir kez, 14 kilometrelik bir trekking parkurunu tamamlayım derken bedenimi susuz bırakınca migren atağı geçirdim. Hareketleri yapmaya başladıktan sonra bir muazzam etki daha gerçekleşti. Genellikle dans etme konusunda utangaç ve bastırılmış bir tip olan ben içimde büyük bir dans etme arzusu hissetmeye başladım. Kapı gıcırtısına piste fırladığım bir dönem böyle başlamıştı.
Bu arada hareketlere öyle
büyük bir minnet duyuyordum ki atlamak zorunda kalmak içimde bir çeşit ihanet
duygusu yaratıyordu. Sağlıklıysam ve evdeysem bir sıkıntı yoktu. Ama ya
otellerde kalmak zorunda olduğum zamanlar? Uzun süreli kalışlarda yanımda büyükçe
bir plaj havlusu getirerek sorunu çözüyordum. Ama bu arada çok vahim bir hata
yaptım. Otel odasının zemininin hijyenine güvenmediğim için yukarı bakan köpek
hareketini yatağın üstünde yapayım derken sol bileğimde kocaman bir fındık
belirdi! Bu sorunu nasıl çözdüğümü ilerleyen zamanlarda nöral terapiyle ilgili
yazımda ele almayı arzu ediyorum.
Hareketlerin uygulanmasında
en önemli uyarı bedeni zorlamamak. Örneğin ilk hareket olan dönme hareketi baş
dönmesine yol açıyorsa bir kez yapılıp bir sonraki harekete geçilebilir. Yukarıda
andığım ve tamamen benim hatam olan durum haricinde ben bu hareketlerin büyük
faydalarını gördüm. İnternette ufak bir gezinti yaparsanız benim gibi fayda
görenlerin yazdığı birçok yazı bulacaksınız. Hareketlerin ağaran saçları
yeniden eski renginde çıkartmaya başladığına ilişkin de ifadeler var. Güvendiğim
bir yakınım, arkadaşının annesinin hareketleri yapmaya başladıktan sonra
saçlarının beyazlamasının durarak yeni saçların eski renginde gelmeye
başladığını söylemişti. Çevremde bu hareketleri yaymaya çok gayret ettim. Ağır
bir depresyon geçirmekte olan arkadaşım (kendisi de bir skeptik) birkaç hafta
uygulamadan sonra ruhen ve bedenen kendini mükemmel hissettiğini söylemiş ve “Plasebo
bile olsa harika bir şey!” demişti.
Bu hareketlerin çalışma
ilkesi plasebo mu yoksa bilimsel ya da spiritüel bir açıklama var mı, ben
bilemem. Benim durumumda plasebo etkisi olması çok muhtemel değil. Çünkü yukarıda
da belirttiğim gibi hareketleri yapmaya bir beklentiyle başlamadım. Birkaç hafta
sonra gerçekleşen Ancak Tibet’in Gençlik Pınarı’nın ikinci cildinde
hareketlerin neden çok etkili olduğuna ilişkin argümanlar var. Bu beş hareketin
kadim bir bilgi olduğu ve Tibet’in dağlarından binlerce yıl sonra indiği
belirtildikten sonra her bir hareketin vücudun önemli enerji yollarını stimüle
ettiği yazılıyor. Örneğin hareketlerden üçüncüsü tiroid hormonunu dengelemek
gibi bir işleve sahip. Bununla birlikte yeme alışkanlıklarına ilişkin bazı
tüyolar da verilmiş. Öğünlerde çok fazla türde yemeği birbirine karıştırmamak
gibi tavsiyeler var.
Kısacası, günde sadece 15
dakikanızı ayırarak vücudunuza bir iyilik yapmak istiyorsanız bu beş hareketi
şiddetle tavsiye ediyorum. Bedeninizi zorlamadığınız ya da benim gibi çok yumuşak
zeminde denemediğiniz sürece faydalanacağınızı düşünmekle birlikte hareketler
için güzel bir yergi kaleme alan Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon’un kişisel web
sitesindeki yazısına muhakkak bir göz atmanızı öneririm.
merhabalar,
YanıtlaSilnevşah fidan'la ilgili google'larken buldum sizi, yazılarınızı severek okudum :) prof dr tunc alp kalyon'un sitesindeki yazının linkini göndermeniz mümkün mü, sitede bulamadım.
çok teşekkürler
ilginiz için çok teşekkür ederim. Sayenizde hocanın soyadını yanlış yazdığımı da fark ettim. İşte yazının linki: http://tuncalpkalyon.com/2008/09/22/tibetin-genclik-pinari-hakkinda-gorus/
Siliyi okumalar
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil